Türkiye FETÖ lobisine asla izin vermeyecek

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker öncülüğünde ABD’ye giden heyet arasında Milletvekili Emine Nur Günay da vardı. Günay ile ABD izlenimlerini konuştuk…

ABD'ye 15 Temmuz Darbe Girişimi ve FETÖ ile alakalı Mehdi Eker'in başkanlığında bir ekiple seyahatiniz oldu. Oradaki temaslarınız nasıl geçti? İzlenimleriniz neler?

Her şeyden önce sözlerime, canı pahasına demokrasisine, özgürlüğüne ve vatanına sahip çıkmış 15 Temmuz Şehitlerimizi anarak başlamak istiyorum. O kara gecede her şehirde, her sokakta bir ışık gibi doğan, geceyi aydınlatan yüce milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Bildiğiniz üzere geçen aylarda TBMM bünyesinde kurulan "15 Temmuz Darbe Girişimi ve FETÖ Araştırma Komisyonu" na seçildim. Bu komisyon TBMM'deki görevine fiili olarak 1 Ekim'de başlayacak olmasına karşın, bu hain girişimin hem ülkemizde yurttaşlarımıza hem de uluslararası kamuoyuna en doğru şekliyle anlatılması için kaybedecek bir dakikamız dahi yoktu. Çünkü dünyanın her bir yanında olduğu gibi özellikle FETÖ'nün elebaşının yaşadığı ABD'de Türkiye düşmanları harekete geçmiş ve Türkiye aleyhine propaganda ve lobi faaliyetlerine zaman kaybetmeden başlamışlardı. Bu sebeple TBMM’den bir heyet ile ABD'de de bu konuyu muhataplarına doğru şekilde aktarmak üzere bir seyahatimiz, bu seyahatte bir dizi temaslarımız oldu. Bu heyette yer alıyor olmak, ülkemiz için hayati öneme sahip böylesine bir konuda görev almak benim için büyük bir onurdur. Ziyaret programımızı beş eksende gerçekleştirdik. Siyasiler, STK'lar, düşünce kuruluşları, basın-medya ve Amerikan siyasetinin liderleri... Öncelikle Senato üyeleri ve Temsilciler Meclisi üyelerini ziyaret ettik, 25 üye ile görüşmüş olduk. Kongre 6 Eylül'de açıldı ve biz o gün görüşmelere başladık. Genellikle Dışişleri ve Silahlı Hizmetler komitelerinde görev yapan üyelerdi. Her iki partiden, Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti’den meslektaşlarımızla oldukça verimli ve olumlu görüşmeler yaptık. Parlamenterden parlamentere bir iletişim köprüsünün eksikliği varmış, kendileri bunu dile getirdi. Bir çoğu gelişmeler konusunda periyodik bilgi iletmemizi rica etti. Muhataplarımıza ve kongre üyelerine yazılı ve görsel materyalle tezlerimizi destekleyecek bilgileri, enformasyonu sunduk.
 

Ülkemizde yaşananlara yönelik tepkiler nasıldı?

Meslektaşlarımızın tepkilerini üçe ayırabiliriz. Gerçekten Türkiye'de ne yaşandığının farkında olmayan ancak öğrenmeye açık üyeler, özellikle Suriye konusu nedeni ile Türkiye'deki gelişmeleri takip eden ancak bilgi kaynakları kısıtlı veya yanlı olan, bir de sayısı üçü geçmeyen FETÖ tarafından desteklenen üyeler. Bilgi ve belge kapsamında geçen sohbetlerimizin çok verimli olduğunu düşünüyorum. Türkiye FETÖ lobisine izin vermeyecek, tezini ve gerçekleri anlatmaya devam edecek.

 

Görüşmelerde neler konuşuldu?

Görüşmelerimizde özellikle 15 Temmuz sürecinde Türkiye’nin tezini anlattık, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı hain darbe teşebbüsünün sorumlusunun FETÖ olduğunu gerektiğinde belgelerle açıkladık. Terör elebaşının Amerika'da olmasının Türkiye’de yarattığı infiali ve Amerika'dan beklentileri anlattık. 15 Temmuz sonrası sürecin hukuk çerçevesinde yürütüldüğünü ve hukukun üstünlüğünün uluslararası anlaşmalara da uygun olarak yapıldığını anlattık. Silahlı Hizmetler Komitesi üyesi olan genellikle de asker kökenli milletvekilleri özellikle Suriye ve Fırat Kalkanı hakkında sorular sordular. Burada da terör örgütleri arasında ayrımcılık yapılmaması gerektiğini, PYD'nin de PKK gibi bir terör örgütü olduğunu ve Amerika'nın bu konudaki yaklaşımının doğru olmadığını belirttik. Elimizdeki resimli belgeleri gösterdik. Düşünce kuruluşları ve STK'larla yaptığımız toplantılarda da 15 Temmuz sonrası süreç daha ağırlıklı konu oluyordu. Siyasi, hukuki ve ekonomik boyutları ile ilgili soruları cevaplandırdık. Bazı yabancı gazetelere Başkan Mehdi Eker ve bazı heyet üyeleri olarak mülakat verdi.

 

Bu konudaki temaslar sürecek mi? Bundan sonra izlenecek yol nedir?

Türkiye olarak yurtdışında her düzeyde bu çalışmaları yapmaya devam edeceğiz, tezimizi, süreci ve hedeflerimizi anlatacağız. Bu uzun soluklu bir süreç olacak ama çok kısa sürede güvene dayalı bir iletişim köprüsünün kurulacağını gördük. Türkiye içeride süreci yönetirken, dışarıda da yaptıklarını anlatacak, olumsuz algı yönetimi yapmaya çalışanlara fırsat vermeyecek.

Kısacası işimiz daha yeni başlıyor. FETÖ'nün 15 Temmuz öncesinde algı operasyonu yaratmak ve uluslararası platformda Türkiye’yi zayıflatmak, Türkiye’nin tezlerini çürütmek amacıyla profesyonelce ve lobi şirketleri aracılığıyla, yurtdışında kamuoyu oluşturma çabalarını biliyoruz. Görüşmelerimizde bunun etkilerini zaman zaman gördük.

 

Gülen’in iadesiyle ilgili süreç nasıl ilerliyor?

15 Temmuz öncesiyle ilgili hazırlanan iddianameler Amerika makamlarına iletildi. Yaklaşık 45 dosyadan oluşan paket içinde Fetullah Gülen’in de olduğu suç kanıtları bulunuyor. Bunlar kara para aklamadan tutun, vergi kaçakçılığına, vize ile ilgili suistimallerden yasa dışı dinlemelere, şantajlara kadar birçok değişik türde suç ile ilgili iddianameleri kapsıyor. İkinci aşamada 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasındaki iddianameler hazırlanıyor. En kısa zamanda ABD makamlarına teslim edilecek. Ancak şu bir gerçek; Gülen'in iadesi hukuki bir süreç ve zaman alacak. Ama bu süre içinde Amerikan hukuk sistemi içinde yapılabilecekler var. Örneğin, tutuklanması veya gözetim altında tutulması. Görüşmelerimizde bu talebimizi dile getirdik. Bu talebi milletimiz adına ve o hain darbe teşebbüsünde verilen 242 şehidimiz adına yaptık. Buna hakkımız var. Milletimiz çok ağır bir bedel ödedi ancak dünya demokrasi tarihine altından yazılarla muhteşem sayfalar ekledi.

Röportaj: Cihan Yıldırım