Başkan Selçuk Alıç: "Mhp Yerel Seçimlerde Kütahya’…
Alim Işık’Tan Kütahya Belediyesi’Nin Borçları Hakk…
Eskişehir Büyükşehir'de AK Parti o rapora onay ver…
Eskişehir'i zehirleyen haplar ele geçirildi!
Eskişehir'de ekmek parası ağaca takılıp kaldı, gör…
Et ve Süt Kurumu'ndan ete büyük zam!
Eskişehir'de esnaf vatandaşa seslendi: Hala taze, …
Eskişehir'de tatilin bitmesi onları engellemedi!
Eskişehir'in başarılı sporcusu Avrupa'da mücadele …
Eskişehir'deki gürültüye sert ceza!
Bozüyük Belediyesi Çalışmaları Hız Kesmiyor
Eskişehir'de İYİ Parti'den önemli açıklama: CHP'ni…
“Narkoçelik-12” operasyonları Eskişehir'e de sıçra…
Eskişehir'de 30 yıldır kilolarca yemeği oraya taşı…
Define faciasında 3 kişi boğularak öldü
Kombinesi olan Eskişehirsporlular bile bunu istiyo…
Yolsuzluklar üzerine
23 Mayıs 2016
09:00
A
a
Bu hafta köşemizi yolsuzluk konusuna ayırdık. Geçen haftalarda IMF Başkanı Christine Lagarde’nin kaleme aldığı bir makalede; sadece rüşvetin küresel ekonomiye zararının 1,5 ila 2 trilyon dolar arasında olduğu belirtmiş ve raporda yolsuzluğun hem gelişmiş hem de gelişen ülkelere zarar verdiği vurgulanırken, bu sorunla mücadelenin küresel ölçeğe taşınması gerektiği ifade edilmiş. Yolsuzluğun maliyetlerinin ölçülmesinin zor olduğuna ancak sadece rüşvet için ödenen paranın bile sorunun büyüklüğünü göstereceği belirtilen raporda, şunlar kaydedilmiş ve kamu görevlilerinin genelde yolsuzlukla mücadele konusunda konuşmaktan çekindiğine işaret ederek, şu görüşleri paylaşmış;
"Bu nedenle, dünya liderlerinin bu problem hakkında son yıllarda samimi şekilde konuşmaya başlaması beni çok şaşırttı. Bu girişimler, sadece yolsuzluğun ekonomik maliyetlerini daha açık hale getirmekle kalmayıp, değişim için büyük bir talep olduğunu da gösterdi."
Gene yakın zamanda yapılan bir anketin, yolsuzluğun, halk tarafından işsizlik ve fakirlikten bile daha fazla ve en çok tartışılan konu olduğunu gösterdiğini belirten Lagarde, "İşsizlik ve fakirliğin yolsuzluğun belirtileri olabileceği göz önüne alındığında, halkın bu soruna öncelik vermesi bence son derece haklı" ifadelerini kullandı.
Lagarde, makalesinde "Yolsuzluk, toplum üzerinde son derece yıpratıcı etkilere sahip. Devlete güveni azaltıyor ve vatandaşların ahlaki kriterlerinin altını oyuyor" yorumunu yapan Lagarde, yolsuzluğun çözülmesi asırlar alacak kültürel bir sorun olduğu görüşüne kesinlikle katılmadığını vurguladı.
IMF Başkanı Lagarde, makalesinde ayrıca doğru yöntemlerle yolsuzluk konusunda kısa zamanda büyük ilerleme kaydeden ülkeler olduğunu dile getirerek, son derece kompleks bir problem olmasına karşın yolsuzluğun doğru teşviklere ve hukukun üstünlüğüne dayanan, çok yönlü ve kapsamlı bir yaklaşımla çözülebileceğini savundu.
Gelelim bizim ülkemize tabi makalede ülkemiz ile ilgili bir değerlendirme yapılmamış ama isterseniz biz biraz yorumlamaya çalışalım. Türkiye’de yapılan bir çalışmaya göre, Yolsuzluğun nedenlerinde ilk sırada yer alan başlık dokunulmazlık ve cezasızlık iken, çalışmadaki katılımcıların %55’i hükümetin yolsuzlukla mücadele çabalarını etkisiz buluyor.
Yolsuzluğun nedenleri sıralamasında ilk sırayı dokunulmazlıklar ve yolsuzluğun cezasız kalması (10 üzerinden % 8.14) alıyor. Cezasızlığı, siyaset-sermaye ilişkisi (% 7.97), ihale sistemleri (% 7.95) ve medya-sermaye ilişkisi (% 7.94) takip ediyor.
Bu sıralama, ankete katılanların özel sektörün yolsuzlukta önemli bir payının olduğunu düşündüğünü de göstermektedir. Katılımcıların % 61’inin, özel sektörün rüşvet ile kamu sektörü üzerindeki etkisine ilişkin soruya “evet, özel sektör rüşvet, hediye vb. vererek kamusal işlemler ve hukuki düzenlemeler üzerinde çok etkilidir” demiş olması ise, bu sonucu destekler nitelikte.
Kamu ihaleleri ise; İhale sistemleri yolsuzluğun nedenleri sıralamasında 3. sırada yer alırken, kamu iş ve işlemlerinde yolsuzluk derecesi sıralamasında 10 üzerinden 8,62 puanla 1. sırada yer almaktadır. Ankete katılanların bireysel deneyimlerinden öte sistemsel olarak bu alana işaret ettikleri görülmekte.
Yolsuzluğun en yaygın olduğu düşünülen kurumlar arasında yerel yönetimler/belediyeler ve siyasi partiler ilk sıralarda yer alırken yolsuzluk iddiaları oy tercihlerini olumsuz etkilemektedir. Belediyeler ayrıca, en fazla usulsüz ödeme ya da hediyenin verildiği kurumlar olarak göze çarpmakta.
Türkiye’de hâlâ bir siyasi etik yasasının bulunmaması, çıkar çatışmalarının önlenememesi ve siyasetin finansmanı, özellikle de seçim kampanyalarının finansmanı ile ilgili kayda değer bir denetim yapılamamasına neden olmaktadır. Ayrıca lobi faaliyetlerini düzenleyen bir yasal çerçeve de bulunmadığından siyasetin diğer alanlarla ilişkisinin gözetimi güçleşmektedir.
Türkiye’de siyasetin bir menfaat sağlama aracı olarak kullanıldığına dair örneklerle birlikte bu yönde güçlü bir algı olduğu da görülüyor.
Araştırma sonuçları, yolsuzluğun Türkiye’de kamudan özel sektöre pek çok alanda adalet ve hizmete erişimi engelleyen bir sorun haline geldiğini göstermektedir. Cezasızlık ile hukuk devleti ilkesinin zedelenmiş olması yolsuzlukla mücadeleyi etkisiz hale getirmektedir.
Tabi burada biz bir durum tespiti yaptık değerlendirme yapmak hepimize düşüyor…
"Bu nedenle, dünya liderlerinin bu problem hakkında son yıllarda samimi şekilde konuşmaya başlaması beni çok şaşırttı. Bu girişimler, sadece yolsuzluğun ekonomik maliyetlerini daha açık hale getirmekle kalmayıp, değişim için büyük bir talep olduğunu da gösterdi."
Gene yakın zamanda yapılan bir anketin, yolsuzluğun, halk tarafından işsizlik ve fakirlikten bile daha fazla ve en çok tartışılan konu olduğunu gösterdiğini belirten Lagarde, "İşsizlik ve fakirliğin yolsuzluğun belirtileri olabileceği göz önüne alındığında, halkın bu soruna öncelik vermesi bence son derece haklı" ifadelerini kullandı.
Lagarde, makalesinde "Yolsuzluk, toplum üzerinde son derece yıpratıcı etkilere sahip. Devlete güveni azaltıyor ve vatandaşların ahlaki kriterlerinin altını oyuyor" yorumunu yapan Lagarde, yolsuzluğun çözülmesi asırlar alacak kültürel bir sorun olduğu görüşüne kesinlikle katılmadığını vurguladı.
IMF Başkanı Lagarde, makalesinde ayrıca doğru yöntemlerle yolsuzluk konusunda kısa zamanda büyük ilerleme kaydeden ülkeler olduğunu dile getirerek, son derece kompleks bir problem olmasına karşın yolsuzluğun doğru teşviklere ve hukukun üstünlüğüne dayanan, çok yönlü ve kapsamlı bir yaklaşımla çözülebileceğini savundu.
Gelelim bizim ülkemize tabi makalede ülkemiz ile ilgili bir değerlendirme yapılmamış ama isterseniz biz biraz yorumlamaya çalışalım. Türkiye’de yapılan bir çalışmaya göre, Yolsuzluğun nedenlerinde ilk sırada yer alan başlık dokunulmazlık ve cezasızlık iken, çalışmadaki katılımcıların %55’i hükümetin yolsuzlukla mücadele çabalarını etkisiz buluyor.
Yolsuzluğun nedenleri sıralamasında ilk sırayı dokunulmazlıklar ve yolsuzluğun cezasız kalması (10 üzerinden % 8.14) alıyor. Cezasızlığı, siyaset-sermaye ilişkisi (% 7.97), ihale sistemleri (% 7.95) ve medya-sermaye ilişkisi (% 7.94) takip ediyor.
Bu sıralama, ankete katılanların özel sektörün yolsuzlukta önemli bir payının olduğunu düşündüğünü de göstermektedir. Katılımcıların % 61’inin, özel sektörün rüşvet ile kamu sektörü üzerindeki etkisine ilişkin soruya “evet, özel sektör rüşvet, hediye vb. vererek kamusal işlemler ve hukuki düzenlemeler üzerinde çok etkilidir” demiş olması ise, bu sonucu destekler nitelikte.
Kamu ihaleleri ise; İhale sistemleri yolsuzluğun nedenleri sıralamasında 3. sırada yer alırken, kamu iş ve işlemlerinde yolsuzluk derecesi sıralamasında 10 üzerinden 8,62 puanla 1. sırada yer almaktadır. Ankete katılanların bireysel deneyimlerinden öte sistemsel olarak bu alana işaret ettikleri görülmekte.
Yolsuzluğun en yaygın olduğu düşünülen kurumlar arasında yerel yönetimler/belediyeler ve siyasi partiler ilk sıralarda yer alırken yolsuzluk iddiaları oy tercihlerini olumsuz etkilemektedir. Belediyeler ayrıca, en fazla usulsüz ödeme ya da hediyenin verildiği kurumlar olarak göze çarpmakta.
Türkiye’de hâlâ bir siyasi etik yasasının bulunmaması, çıkar çatışmalarının önlenememesi ve siyasetin finansmanı, özellikle de seçim kampanyalarının finansmanı ile ilgili kayda değer bir denetim yapılamamasına neden olmaktadır. Ayrıca lobi faaliyetlerini düzenleyen bir yasal çerçeve de bulunmadığından siyasetin diğer alanlarla ilişkisinin gözetimi güçleşmektedir.
Türkiye’de siyasetin bir menfaat sağlama aracı olarak kullanıldığına dair örneklerle birlikte bu yönde güçlü bir algı olduğu da görülüyor.
Araştırma sonuçları, yolsuzluğun Türkiye’de kamudan özel sektöre pek çok alanda adalet ve hizmete erişimi engelleyen bir sorun haline geldiğini göstermektedir. Cezasızlık ile hukuk devleti ilkesinin zedelenmiş olması yolsuzlukla mücadeleyi etkisiz hale getirmektedir.
Tabi burada biz bir durum tespiti yaptık değerlendirme yapmak hepimize düşüyor…
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...
YAZARLAR
-
Birleştirenler değil bölenler kazanıyor!
Ali Baş
-
Ara zam yok
Kerem Akyıl
-
Eskişehirspor kimsenin arka bahçesi olamaz!
Tarkan Demir
-
BİR ZAMANLAR BAYRAMLAR…
Seval Erci
-
Araştırma şirketlerinin gündemi Eskişehir!
Kaan Özcan
-
Buluşur, yer - içer ve dağılırlar
Funda Morgül
-
2023 giderken bir iki konuda hal ve gidişimiz…
Prof. Dr. Turan Akman Erkılıç
-
Kazım Kurt’un koltuğu
Arif Anbar
-
Cumhuriyet ile Türk sporunun yükselişi
Ahmet D. Canoruç
-
Ya Cumhuriyet olmasaydı...
Hilal Köver
-
Sürdürülebilir kulüp kültürü
Konuk Kalem
-
2023 yılında bizi neler bekliyor?
Tülin Karagöz
-
Düşükler neden tekrarlar?
Op. Dr. Alper Turgut
-
Eskişehir ve Alkol Ruhsatları
Soner Yüksel
-
Sağlığınız için
Uzm. Dr. Burcu Aydemir Efelerli
Birleştirenler değil bölenler kazanıyor!
Ara zam yok
Eskişehirspor kimsenin arka bahçesi olamaz!
BİR ZAMANLAR BAYRAMLAR…
Araştırma şirketlerinin gündemi Eskişehir!
Buluşur, yer - içer ve dağılırlar
2023 giderken bir iki konuda hal ve gidişimiz…
Kazım Kurt’un koltuğu
Cumhuriyet ile Türk sporunun yükselişi
Ya Cumhuriyet olmasaydı...
Sürdürülebilir kulüp kültürü
2023 yılında bizi neler bekliyor?
Düşükler neden tekrarlar?
Eskişehir ve Alkol Ruhsatları
Sağlığınız için
