Tavsiye

Üstat Bediüzzaman “Medeni insanı galebe ikna ile olur” der. Çok hoşuma giden bu sözü ilk kez yaklaşık 20 yıl önce duydum. Zaman zaman kullanırım. Yeri geldiğinde veciz bir ‘cümle’ olarak yeri geldiğindeyse bizzat uygulamaya çalışırım.
Üstat, medeni insanla mücadelenin nasıl olacağını çok güzel özetlemiş. Yıllar boyunca karşılaştığı onlarca sorunun çözümünde Bediüzzaman’ın bu sözünün aksine hareket eden Türkiye’nin başı beladan bir türlü kurtulmadı.
Gençlerimizi yitirdik, zaman kaybettik, paramız gitti, enerjimizi tükettik…
Buna vereceğim en bariz örnek PKK’dır. Terör örgütü ilk yıllarında ‘üç peş çapulcu’ idi. Yanlış bir mücadele yöntemi izleyen dönemin iktidarları ve askerleri sorunu büyüttü!
Sorunu tam kavrayamayan Türkiye kaba kuvvetle ve uzman çavuşlarla sorunu çözeceğini zannetti.
İşin içine darbe, işkenceler, Diyarbakır Cezaevi ve ‘dış mihraklar’ da girince sorun büyüdü, kök saldı ve bugünlere geldi.
Sorunun kaba kuvvetle çözülmek istenmesi terör örgütünün işine geldi. Daha kolay yandaş topladı, gençleri kandırıp dağa çıkardı. Aradan onca yıl geçmesine rağmen halen sorundan kurtulamadık.
Bugünlerde FETÖ/PDY’ye yönelik operasyonlar var.
Hemen hemen aynı hikâyeyi izliyor gibiyiz.
En baştan şunu söyleyeyim bu haliyle devam ederse mücadelenin başarısız olacağını düşünüyorum. Çünkü insanlar ikna edilmiyor! Bugünlük, birkaç yıllık ‘başarı’ sağlanabilir ama uzun vadede ciddi bir sorun olarak yine karşımıza çıkacaktır.
Siz benim uzun vade dediğime bakmayın aslında hemen Erdoğan sonrasını kastediyorum. Erdoğan’ın olmadığı beşinci dakika her şey eski düzene dönecek.
Yapılması gereken başta Fethullah Gülen’e gönül veren Cemaat üyeleri olmak üzere toplum ikna etmektir. Öte yandan yıllar önce Kürtlere yaptığımız gibi ‘toptancı’ bakış açısından bir an önce kurtulmalıyız.
Bütün Kürtler, terör örgütü üyesi olmadığı gibi Cemaat’e gönül verenlerin hepsi de darbe yapılması ve TBMM’nin bombalanması gibi alçakça girişimlere destek vermiyor.
Hepimiz gibi bu hainliği onların da lanetlediğini biliyorum.
Bu mücadeleyi verenler ‘uzun ve zor olan’ yöntemi tercih etmeli.
Kolay ve günübirlik olanı değil!
Siz bakmayın sağda solda bağırıp çağıranlara…
Bağırıp çağırmak, hakaret etmek, aşağılamak, sosyal medyadan “Fethullah şöyle hain, Erdoğan böyle kahraman” diye yüklenmek işin kolay tarafı ama çözüme katkısı yok.
Aksine yeni nefret tohumları ekiliyor. Onların yeşermesinden de korkuyorum. Her şeye rağmen sakin olmalıyız. Mantıkla hareket etmeli, hukuk devleti sınırları dışına çıkmamalıyız. Bu mesele öyle işten atmayla, açığa almayla, lisansları iptal etmekle çözülmez.
İnsanları ikna etmeliyiz aksi takdirde işimiz çok zor.
Haddimize değil ama devlet büyüklerimize böyle bir tavsiyem olsun.