Nabi Avcı’nın ‘dolaylı’ hizmetleri

CHP’li Utku Çakırözer, Yenigün’den arkadaşımız Gökhan Koçal’a röportaj verdi. İki bölümden oluşan söyleşi uzun süredir sakin olan gündemi hareketlendirdi.
Sözleri her yönüyle değerlendirilen Çakırözer, röportajın ikinci gün yayınlanan bölümünde Eskişehir’e hizmet/yatırım konusunda AK Parti iktidarını ve temsilcilerini eleştirdi.
CHP Milletvekilinin “Eskişehir’in en büyük sorunu merkezi yönetimin burayı diğer illerde olduğu gibi yatırımda öncelikli il olarak görmemesi. Kayseri ve Konya’ya yatırım yağıyor ama Eskişehir’e böyle bakılmıyor” sözleri tartışma yarattı.
Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan açıklama yapıldı. Hayli detaylı ve kapsamlı bir şekilde Eskişehir’e yapılanlar aktarıldı.
Hizmetler tek tek sıralandı, projeler bir kez daha hatırlatıldı.
Elbette hepsini tek tek yazmayacağım. Merak edenler açıklamanın orijinal halini web sitemizin ‘tam metin’ bölümünden okuyabilir.
Bu tartışmada dikkatimi çeken iki şeyi paylaşmak istiyorum.
Çakırözer’e ve Nabi Avcı’ya partilerinden destek gelmemesi bana ilginç geldi.
CHP kanadından hiç kimse “Evet, vekilimiz haklı. AKP Eskişehir’e üvey evlat muamelesi yapıyor” demedi. Oysa CHP’liler istese tutulmayan sözlerden, zamanında bitmeyen projelere kadar türlü çeşit örneklerle Çakırözer’e destek olabilirlerdi.
Ama olmadılar…
Öte yandan iktidar cephesinden Çakırözer’e tek cevap veren Bakan Avcı oldu. Avcı’ya da partisinden destek gelmedi! Oysa AK Partililer istese kentin kabinede temsil edilmesinden Kültür Başkentliğine, stattan yenilenen kamu binalarına kadar pek çok hizmeti bir çırpıda sayabilirdi.
Ama saymadılar…
Değinmek istediğim ikinci husus Bakan Avcı’nın ‘kente katkıları’ konuşulurken yaptığımız bir yanlış. Elbette öncülük ettiği, aracılık yaptığı hizmet ve projeler de çok önemli ama bana kalırsa daha önemli olan Avcı’nın bizatihi kendisi.
Yani entelektüel kimliği, nezaketi, birikimi, sakinliği, siyaset yapma tarzı…
2011’den beri Eskişehir Milletvekili olan Avcı’nın ‘asıl hizmeti’ bilinen manada siyaset yapmaması. Hiçbir zaman gerginlik çıkarmadı. Onca olaya rağmen bağırarak konuştuğunu duyan olmadı.
Tribüne oynamayı da hiç sevmedi.
Siz bakmayın Çakırözer’e yanıt verirken ‘Bugün bayram, bayram olmasa’ dediğine Avcı’nın ‘bayramlık ağzını’ açtığına hiç şahit olmadık.
Verdiği örnekler, benzetmeler, konuşmalar kimseyi kırmadı.
Her ortamda, her koşulda insanları gülümsetmeyi başardı.
Başka biri olsa Eskişehir’de ‘ateşli’ konuşmalar yapardı, gündemi gereksiz yere meşgul ederdi, enerjimizi boşa harcardı, toplumsal gerilime hatırı sayılır katkılar sunardı. Avcı’yı bugüne kadar hiç kimse böyle görmedi.
Yapılanları başımıza kakmadı! Onca hizmetine rağmen hiçbir zaman ‘bahşediyormuş’ gibi davranmadı, konuşmadı. 
Eski Türkiye’yi gençlere anlatırken ‘dikkatli’ bir dil kullanılmasını tavsiye etti.
Avcı bu haliyle partisi içindeki ‘şahinlerin’ de yaramazlık yapmasını engellemiş oldu. Rakiplerini ‘tahrik’ etmedi. Bu bile başlı başına büyük bir hizmet.
Bunlar Avcı’nın ‘dolaylı’ hizmetleri…
Avcı’nın hizmetleri denince akla bunların da gelmesi dileğiyle…