N’olcak Şimdi!

23 Eylül 2016 09:25
A
a
Sütiş Eskişehir
İnceden inceye kanayan bir yaraydı aslında bu.
Derinlerden kaynayıp yanardağ ağzından patlamaya müsait anı kollayan bir lavdı, volkandı. Damla damla dolan bir bardağın; taşacağı son damlasının adıydı. Yeni ya da ani gelişen spontane bir olay değildi anlayacağınız. Zaman tünelinden geriye (iki yıl öncesine) gittiğinizde, gazete arşivlerini ya da televizyon programlarımızdan yaptıkları açıklamaları anımsadığınızda net görürsünüz. Neden bahsettiğimi anlayamayan saygın okurlara hemen açıklayayım.
Yılmaz Büyükerşen-Ahmet Ataç-Kazım Kurt üçlüsü arasında başlayan ve Eskişehir yerelinde sarsıntı yaratan açıklamalar sonrasındaki gelişmelerden bahsediyorum. Üç CHP’li belediye başkanının en başta seçmenleri olmak üzere, Eskişehir’e sempati duyan geniş kitleler üzerinde yarattıkları şoktan bahsediyorum.
Bardağı taşıran son olayı anımsatayım isterseniz…
AKP grubunun Bursa Yolu Satılmışoğlu mevkiine 200 hektarlık yeni bir sanayi alanı kurulması önerisine Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ve CHP grubu karşı çıktı. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın isteği üzerine AKP’li meclis üyeleri Satılmışoğlu Mahallesi’nde 200 hektarlık yeni bir sanayi bölgesi oluşturulması önerisine evet oyu verirken, Muttalip Bölgesi’ndeki mevcut sanayi bölgesinin kaldırılarak turizm, ticaret ve konut alanına dönüştürülmesini kabul etti. Bunun üzerine Yılmaz Büyükerşen buradaki sanayi bölgesi atıklarının Sarısu’ya verileceğini, oradan da çevreye zararlı tehlikeli atıkların Porsuk’a karışacağını belirterek karşı çıktı. Bu kararı, bu şehrin gelişmesini ipotek altına alacak bir ihanet olarak tanımladı. Fazla değil, bu olaydan bir gün önce de Ahmet Ataç, Cihan Yıldırım’ın canlı yayınlanan “Ekstra Gündem” programında; “Hoca bana soğuk davranıyor” diyerek, ertesi gün olacakların ya da yaşanacakların işaretini vermişti zaten!
İşte son damla budur ama yıllar öncesine dayanan bir iç hesaplaşmanın gün yüzüne çıkışıdır son yaşananlar…
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç yıllar önce bir televizyon programında çok net bir açıklama yapmıştı hatırlarsanız. “Eğer Hoca (Büyükerşen) aday olmaz ise ben önümüzdeki yerel seçimlerde Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığına resmen talibim” demişti. Yılmaz Büyükerşen’in ise seçimlere katılıp katılmayacağı konuşuluyordu ama Sayın Büyükerşen’i tanıyan kesim hocanın kesinlikle katılacağını ayan beyan açıklıyordu. Bir de hiç hesapta olmayan bir gelişme oldu! CHP Eskişehir Milletvekili olan Kazım Kurt’un, partisince milletvekilliğinden ayrılıp Odunpazarı Belediyesi’ne aday olması istendi. Ve AKP ile çekişmeli bir seçim sonrasında AKP’nin elindeki Odunpazarı Belediyesi’ni CHP almış oldu…
Bu seçimlerden kısa bir süre sonra ilginç olaylar gelişmeye başladı. Midas’ın Kulakları ile Uyan Borusu iki ayrı (rakip) gurup türedi sosyal medyada. Anladık ki (halk arasında) Ataç’çılar ile Kurt’çular adıyla isimlendiren iki gurubun amacı, 2019 seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkanı olacak ismin belirlenmesi yönünde bir kulis çalışmasıydı. Ve ne yazıktır ki; bu şakşakçı iki gurup arasındaki sözlü tartışmalar en büyük zararı üç insana verdiler.
1-Namı bu kentin sınırlarını aşıp ülkede fenomen olmuş bir isim olan;
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e…
2-Tepebaşı Belediye Başkanlığı süresince başarılara imza atmış ve Tepebaşı’nı markalaştırmış bir isim olan; Dt. Ahmet Ataç’a…
3-Milletvekilliği döneminde “Bizim Kazım” lakabı ile kanıksanmış ve sevilmiş bir Eskişehir çocuğu olan Kazım Kurt’a en büyük darbeyi vurmuştur bahsettiğim şakşakçı güruh…
Bu başarılı insanların hırslarını kamçılayarak, yaraları kaşıyarak, aralarına nifak tohumları ekerek otokontrollerini kaybetmeleri için ellerinden geleni arkalarına bırakmamışlardır. Otokontrolünü kaybeden insanlar için hata yapmak olasıdır. Yaydan çıkan ok misali geri dönüşü olmayan açıklamalar takip eder sonraki süreçte. Ve ne yazık ki bu minvalde gelişti süreç artık aralarındaki sürtüşmeler.
Bu başarılı üç isim; bir olup başarılarına başarı katmak, 2019 seçimlerinde diğer ilçelerin de kazanılması yolunda önder olmak yerine maalesef bu basit oyuna gelip tüm kazanımları karşı tarafa elleriyle teslim etmeyi tercih ettiler. Daha bu içsel kavgaların yeni tohum atıldığı dönemlerde en az üç dört tane köşe yazısı ile seslendim kentimizin ışıklarına. ES TV’deki programlarımda konuk ettiğimde canlı yayında yüzlerine neler söylediğimi üç değerli yöneticimiz de anımsasınlar mümkünse! Birlikten, dirlikten yana görüntüler ve açıklamalarda bulunmak sizin gibi değerlerimize yakışır dedim mi demedim mi defalarca acaba? Dedim ya hırs maksadını aştığında insanların gözünü de kamaştırıp görememesini sağlar ne yazık ki. 81 vilayet içerisinde bir inci tanesi gibi duran bu kentte hayran on milyonlarca insan da hayal kırıklığına uğramıştır göreceksiniz! Ben altı yıldır her televizyon programımın açılışında “Anadolu’nun incisi Eskişehir’den” diye başladım tüm programlarıma ve sözlerime, samimiydim de…
Peki, N’olcak Şimdi!
Bu sorumun yanıtını önce Midas’ın Kulakları ile Uyan Borusu adları ile arenaya çıkıp, vicdanlı insanların tepkileri sonucu sosyal medya arenasından sıvışanlar; sinsi tezgâhları üzerinden nefret-kin tohumu satışlarını sürdürenler vermeliler. Kentin önderlerini, başarılı isimlerini birbirine düşürmeyi başarabilen bu güruhlar kimleri sevindirmiştir peki?
Bizim gibi birleştirici yazılar yazıp programlar yapan insanları ellerinin tersi ile iterek, amigoların tezahüratlarını yeğleyen değerlerimiz bu son durumdan memnun mudur peki?
Şimdi bu sorumu da onlara soruyorum izninizle;
Peki, N’olcak Şimdi!
Sizleri hayranlıkla izleyen, alkışlayan ve oy veren yüz binlerce insan bunu mu hak etmişti? Hayal kırıklığına uğrattığınız insanların şakşakçılar, amigolar kadar önemi yok mu sizin nezdinizde?
O şakşakçılar o amigolar yarın başka birilerinin kanatları altına girip şakşaklama işine devam eder, bireysel ikballerini sürdür,çıkarları uğruna yine birilerine yamanırlar merak etmeyin.
Peki ya sizler?
Sizlere hayran, Eskişehir için yaptıklarınıza hayran insanları yüzüstü bırakarak nerelere gidersiniz? Gittiğiniz yerde şu soruyu soran hiç olmaz mı sanıyorsunuz;
“Neden Yaptınız?”
 
OZANCA
 
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun
Kış günü herkesin evi barkı olsun
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun
Olursa bir şikâyet ölümden olsun… Cahit Sıtkı Tarancı
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi