Eskişehirspor’un mağduriyeti önlenmeli

Geçtiğimiz Pazar günü oynanan Göztepe-Eskişehirspor maçında 91. Dk.da siyah-kırmızılı takımın yenilen golden sonra soyunma odasına girmesi, 15 dk. sonra tekrar sahaya dönmeleri, son günlerinin en çok konuşulan konusu oldu…
Hakem Serkan Tokat çok kötü bir maç yönetti…
Gözlemci raporunda kaç puan verdi bilmiyorum…
Eğer ben Göztepe-Eskişehirspor maçında gözlemci olsaydım Serkan Tokat’a 3 veya 4 puan verirdim…
Neden mi?
Semih’in kullandığı ancak gol yapamadığı penaltı penaltı değildi…
Zaten Semih’te atamadı…
Hak yerini buldu…
Arkasından Meye’ye yapılan hareket yüzde bin 500 penaltı…
Zaten Pazar akşamı TV’lerdeki ünlü futbol yorumcuları da, Meye’nin pozisyonuna yüzde yüz penaltı dediler…
Herkesin gördüğü penaltı pozisyonunu Hakem Serkan Tokat göremedi!
İkincisi takdir haklarını herhalde Göztepe taraftarlarının baskısı altında kaldığı için sarı-kırmızılı takımdan yana kullandı…
90+1’deki Meye’ye yapılan harekete maçı izleyen az buçuk futboldan anlayan 10 yaşındaki çocuğa sorun o da faul diyecektir…
Milyonların gördüğü faul pozisyonunu, pozisyona çok yakın olmasına rağmen Orta Hakem Serkan Tokat göremedi!
Dün Kütahya’da yaşayan ve Yeni Kütahya Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürü sevgili kardeşim Emine Yaylıoğlu faceden özelden yazmış…
“Sadi abi Eskişehirspor-Göztepe maçını izledim. Hakem Eskişehirspor’u katletti. Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu üyeleri bu maçı baştan sona tekrar izlesin. Ondan sonra ellerini vijdanlarına koysun öyle karar versinler. Geçen sezonda bu sezonda bazı hakemler Eskişehirspor’un canını yakmaya devam ediyor. Geçen sezon hakem hatalarından dolayı Eskişehirspor küme düştüğüne inanıyorum. Bu sezonda şampiyon olmaması için mi düğmeye mi bastılar?.”
Bunu yazan bayan gazeteci…
Hemde Kütahya’lı…
Yazdıklarında sonuna kadar haklı…

Penaltıyı vermeyen, yüzde yüz gollük pozisyonda düdük çalmayan ve faulu yapan futbolcuya kırmızı kart göstermeyen hakemin bu yanlışlarına Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu ve Futbol Disiplin Kurulu üyeleri bakalım (PFDK) ne diyecek? Gerçekten çok merak ediyorum…

Maçı yöneten hakem üst üste hatalar yapsın, bu hatalar yüzünden gol yiyerek mağlup durumuna düşen Eskişehirspor tepkisini maç bitmeden soyunma odasına girerek gösterdi diye ceza mı verilecek?
TFF Futbol Disiplin Kurulu, “maç bitmeden soyuna odasına girdin” diyerek Eskişehirspor’un üç puanını siler, sezon sonunda siyah-kırmızılı takım üç puanla şampiyonluktan olursa bunun hesabını kim verecek?
Bunun adına emek hırsızlığı denmez mi?
Bir hakem Eskişehirspor’un kaderiyle oynayacak…
Bu hakem bu kadar tepkiden sonra belki de 3-5 hafta dinlendirilecek…
Ondan sonra düdük çalmaya devam edecek…
Peki, Eskişehirspor’un mağduriyetini kim önleyecek?
TFF Futbol Disiplin Kurulu üyeleri, Göztepe-Eskişehirspor maçını tekrar izleyerek Eskişehirspor Kulübü Başkanı, Teknik Direktör ile futbolcuların savunmasını da dikkate alarak maçın tarafsız sahada tekrarına karar vermeli…
Bu şekilde adalet yerini bulmuş olur…
Son yıllarda hemen hemen her kulüp hakemlerin maçlardaki vermedikleri pozisyonlardan veya verdikleri kararlardan yakınıyor…
Demek ki bir mağduriyet söz konusu…
Sesini yükselten bir iki kulüp olsa dikkate almayabilirsiniz…
Ancak hakemlerin kötü yönetimlerinden mağdur olduklarından yakınan çok sayıda kulüp olduğuna göre, TFF Merkez Hakem Kurulu, hatta TFF Yönetim Kurulu hakemleri toplayarak “daha adil” olmaları konusunda uyarmalı…
Hakem hataları hala devam ederse o zaman TFF bir sezon yurt dışından hakem getirerek, en azından önemli maçların yönetimi bu hakemlere vermeli…
Dinlenen hakemler belki yeni sezonda yönetecekleri maçlarda daha adil olabilirler…
 
*-*-******
 
İçlerine saklayalım
 
İnsanoğlu mutluluğu hep hor kullanıyormuş… Hep şikâyetçi hep bıkkınmış…
Bir gün melekler, mutluluğu saklamaya karar vermişler.
”Saklayalım, zor bulsunlar. Zor buldukları için belki kıymetini bilirler” diyerek başlamışlar tartışmaya. Sorun büyükmüş. Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü. Kimisi “Everest’in tepesine saklayalım”, kimisi “Atlas Okyanusu’nun dibine” demiş. Taç Mahal’in kubbesi, Mekke sokakları, İtalyan sofrası, bir hastanenin yeni doğan odası, dondurma külahı, sigara paketi, lale bahçesi… Pek çok yer düşünmüşler ama hiçbiri yeterince zor gelmemiş..
Derken meleklerden biri “İÇLERİNE SAKLAYALIM” demiş. “Kimsenin aklına gelmez içine bakmak”
İşte o gün bugündür mutluluk insanın kendi içinde saklıymış…
Hiçbir mutluluk kolay gelmiyor. Kolay kolay gülmüyor insanın yüzü… Emekte ve insanın içinde saklı mutluluk. Ne başkasının ekmeğinde, ne başkasının evinde, ne de başka bir şeyde……
Bu yüzden gözünüz hep içeride olsun.
Siz dışını boş verin, içine bakın..
 
(alıntı)
*-*****
 
FIKRA
 

Annem Gel Dedi

 
İlkokul öğretmeni sınıfta Cennet’e gitmek isteyenlerin ellerini kaldırmalarını ister. Yalnız Temel elini kaldırmayınca merak eder ve sorar:
 – Sen gitmek istemiyor musun?
– İster idum ama anacığım okuldan sonra hemen eve gel dedü…