Bu ölüm her yönüyle aydınlatılmalı

26 Eylül 2016 09:24
A
a
Sütiş Eskişehir
Eski sağlık müdür yardımcısı Ahmet Özmen’in ölümü masaya yatırılmalı. Özmen, Eskişehir gibi bir yerde 63 dakika ambulans bekleyip ölüyorsa birileri bunun hesabını vermeli. Birileri açıklama yapmalı. Birileri bu işin peşini bırakmamalı. Ailesi, sevenleri, biz… Sağlık-Sen’den Hasan Hüseyin Köksal başta olmak üzere sendikacılar bu işin peşini bırakmamalı. İhmal mi? Kasıt mı? Boş vermişlik mi? Her neyse, ne olduysa bu işi çözmeliyiz. Sistemi kuran kimdir? Başka ölümler olmasın diye bu işin üzerine gitmeliyiz. Soruşturma yapması gerekenler kendini Özmen’in yakını yerine koymalı. Bir yakını bir saat 112 bekleyip vefat etse ne yaparlardı? İşte şimdi onu yapsınlar…
 
Büyükerşen’in Tarık Akan anması
Tarık Akan’ı son yolculuğuna uğurlayanlar arasında Yılmaz Büyükerşen de vardı. Büyükerşen de ilk olarak herkesin yaptığı gibi sosyal medyadan üzüntüsünü paylaştı. Büyükerşen daha sonra kendi adını taşıyan Balmumu Heykeller Müzesi’ne gitti. Müzede Tarık Akın’ın heykeli var. Yanındaki gençlerle Akan’ın heykeli önünde mini bir anma töreni düzenledi. Arkada Büyükerşen’in çelengi, yerlerde kırmızı karanfiller… Bu tören bana şık gelmedi. Belki iyi niyetle düşünüldü ama biraz zorlama olmuş sanki. Belki de böylesi bir tören Hoca’ya yakışmadı. Başkası yapsa belki okuyup geçerdik ama işin içinde Hoca olunca ‘iki dakika’ düşünüyor insan. Düşününce de ‘ıhh olmamış’ diyor.
 
Usluer ‘oh olsun’ demiyor
FETÖ operasyonlarına tepkiler giderek artıyor. Şimdilik çoğu kısık sesle hatta ‘mırıldanarak’ yapılıyor. FETÖ’nün mağdurlarını bile ‘bu kadar olmaz’ noktasında görüyorum. Sesini yükseltenler de var. Bunlardan biri de CHP’li Gaye Usluer. Gaye Hoca, başta mağdur öğrenciler olmak üzere süreci dikkatle takip ediyor. Her fırsatta yapılan haksızlıklara dikkat çekiyor. Usluer “Ohh olsun, yıllarca birlikte herkese komplo kurdunuz. Şimdi yiyin birbirinizi, beter olun” demiyor. Ne diyor? Hak, hukuk, adalet, vicdan, demokrasi diyor…
 
Karaman farkını yine ortaya koydu
Eğitim yılı başlarken ‘muhalif’ sendikaların sorunlara ‘abartılı’ bir şekilde dikkat çekmesine alışkınız. Bu sene farklı bir şey oldu. İktidara yakınlığı bilinen Eğitim Bir-Sen’li Muammer Karaman da sıkıntıları gündeme getirdi. Tutarlı bir şekilde, olması gerektiği gibi… Daha önce de yazdım Karaman’ın sendikacılığı taraflı tarafsız herkesin takdirini topluyor. Mücadele zamanı mücadele, eleştiri zamanı eleştiri, takdir zamanı takdir… Karaman’ın haksızlık karşısında susmayan bir yanı var. Bu yönü Milli Görüş geleneğinden gelmesinden kaynaklanıyor. Diğer sendikalara örnek olmasını diliyorum. Hiç olmazsa arada bir yapılan iyi şeyler için teşekkür edebilirler.
 
Demiryolu kentine yakıştı
Her aşaması sorun oldu. Planı, temel atması, köprü yıkımı, projesi, kimin yapacağı, ne kadar olacağı… İktidar ve belediye kaç kez karşı karşıya geldi, hatırlamıyorum. Demiryolunun yer altına alınması işinden bahsediyorum. Kenti yüz yıldır ikiye bölen hat yer altına alındı. Üzerine yapılacak proje de çok tartışıldı. Neler neler söylendi… Ağaçlar için konulan beton saksılar için ‘makinalı tüfekler’ için mi diyen bile oldu! Kimi zaman ‘para bitti’ yavaşladı. Sonunda bitti. Çok güzel bir yaşam alanı kazandık. Gündüz ayrı gece ayrı güzel. Eskişehir’in ‘demiryolu kenti’ olduğunu gösteren güzel bir bulvar oldu. Kemal Unakıtan olmak üzere emeği geçenlere teşekkürler.
 
Küçük bir istek
Büyükşehir, İstasyon Köprüsü’nün yıkılmasıyla ortaya çıkan alana saksılar koydu. Çok şık, güzel bir görüntü. Fotoğraf çektirenler bile oluyor. Küçük bir sorun var. Trafik akışının tersi yönünde olduğu için araç kullananlar saksıların hep sap kısmını görüyor. Biri hayrına şöyle bi çevirirse daha güzel olacak.
 
Firuz Kanatlı ders vermeye devam ediyor
Pişmiş Toprak Sempozyumu’nun açılışında ders gibi, nasihat gibi bir fotoğraf karesi vardı. Benim için ‘unutulmazlar’ arasına çoktan girdi. ETİ’nin kurucusu Firuz Kanatlı da oradaydı. Açılışa gelmişti… Firuz Bey, ETİ’nin eski fabrikasında yapılan etkinliğe katılması çok önemliydi. İlerleyen yaşına rağmen, destekle yürüyen bu adam kent için önemli gördüğü bu törene katıldı. Yıllarca altın değerinde ders ve öğütler veren Kanatlı, işini yapmaya devam etti. Ve memleket sevdasının engel tanımayacağını gösterdi. Elbette görmek isteyenlere…
 
CHP’deki gerilime dair
  • Ahmet Ataç’ın küçük sanayi isteği falan bahane bunu herkes biliyor. Bu fırtına er ya da geç kopacaktı
  • Bu saatten sonra Büyükerşen’in ‘Aramızda bi şey yok, basın abartıyor. Üçümüz bir aradayız, mükemmel uyum var’ sözleri kimseyi ikna edemez
  • Kazım Kurt’un ‘Ahmet Abi’yi severim. Tecrübesi bizim için kıymetli, kendisini örnek alırım” cümlesi artık ‘politik’ bir anlam bile taşımıyor
  • Ataç artık kabına sığmıyor. Sorunun nedeni bu. Bakalım Hoca’yı siyasetin dışına atabilecek mi? Pek çokları bu yolda harcandı gitti…
  • Kurt’un çözümün adresi olarak gösterdiği Gaye Usluer’in tarafsız bir PM Üyesi gibi davranmadığını düşünen çok insan var
  • Kurt “Büyükşehir adayıyım” demiyor ama son yılda geldiği makamlara bakınca oraya doğru gidiyor gibi… Bu durum Ataç cephesini paniğe sevk ediyor
  •  Bu hikâyede eski bir Türk filmi olsaydı Ahmet Ataç ‘fakir ama gururlu’ gençtir, Büyükerşen fabrikatördür.
  • Normal şartlar altında ‘teknik’ bir tartışma olması gereken küçük sanayi isteği mevzusu anında ‘siyasi’ bir havaya büründü
  • Kurt’un ‘tamam bu iş bitti, uzatmaya gerek yok’ demesinin anlamı yoktur. Hiç kimse konuşmasa, tek satır yazılmasa hatta yazılanlar silinse, yakılsa bile ‘barış’ olmaz
  • Ataç projelerine, ekibine, hizmetlerine güveniyor. Büyükerşen ‘markasına’ güveniyor
  • Ataç yeniliği ve değişimi, Büyükerşen tecrübeyi temsil ediyor
  • Hikâyenin en rahat ismi Kazım Kurt’tur. Umutla, sabırla bir köşede bekleyendir
  • Filmin sonunda Ataç ya tarihe geçecek ya da daha öncekiler gibi tarih olacak
 
Ünlü’den tam isabet
AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü, arkadaşımız Rasim Kılıç’a CHP’deki tartışmayı yorumladı. Ünlü Büyükerşen ve Ataç arasındaki ‘ihanet’ tartışmasını ‘miras kavgasına’ benzetmesi yaptı. Tam olarak yaşanan budur. Büyükerşen mirası üzerine kavgadır yaşananlar. Son yıllarda duyduğum en iyi benzetme… On numara, beş yıldız
 
Karacan halkın ‘ta içinden’ geliyor
Harun Karacan şeker fabrikasındaki törene katıldı. Konuşmasında sıra bekleyen çiftçilere ‘Bende 1973 yılında burada sıradaydım” dedi. Bir başka yerde de yıllar önce Kocaeli’nden tankerle akaryakıt getirdiği günleri aktarmıştı. Günde iki sefer yaptığını söyleyince ahali şaşırmıştı. Karacan halkın içinden değil halkın ta içinden geliyor.
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi